21 Eylül 2013 Cumartesi

Kemalizmin İkiz Kardeşi: Tayyipizm

"Lider seviciliği"nin kitleler tarafından bir süre sonra "tanrılaştırma"ya dönüştüğü her dönem için su götürmez bir gerçektir. Ancak bu kitlelerin tanrılaştırdığı liderleri, dinselleştirdiği ideolojileri dışında da bir inançları olduğu için, bir şirk içinde olduklarını asla farketmezler.
Tanrılaştırma çoğunlukla o dönemin iktidar sevicileri tarafından yapılır. "O dönemin" diyorum; çünkü "güce tapma" ve "lider seviciliği" her ne yönden gelirse gelsin ve her ne zamanda olursa olsun şeklen aynıdır. Buyrun, size iki tip örnek:

Ben de pek çok insan gibi kemalizmi bir din olarak algılar; öyle eleştiririm. Kemalist öğretiyi ve Atatürk'ün idolize edilmesini (idol bilinen anlamıyla "örnek alınacak kişi" değil, "put" demektir) rejimin yetiştirdiklerine istediğiniz kadar anlatmaya çalışın; sizi ciddiye almazlar ve aşağılarlar. 
Her neyse...
Yine anıtkabirde secde edenlerden ya da ölü bir bedenden medet umanlardan değil; üst tabakadan bir örnek vereyim: Atatürk öldükten yaklaşık bir yıl sonra, 18.09.1939'da Celal Bayar, Cemal Kutay'a yazdığı bir mektupta ulu şefe olan sevgi ve saygısını anlatırken şöyle diyor: "yapılan her şey sevgili Atatürk'ün ve milli şef İnönü'nün ilham ve yardımlarından kuvvet alan müşterek çalışmaların mahsulü ve rejimin malıdır". Ve mektuptan sonra şöyle diyor: "Ey Atatürk! Seni sevmek ibadettir."
Tabii ki o dönem Atatürk'e tapan çok kimse vardı. Ben bugünün konjonktürüne çok benzer bir örnek olduğu için Bayar'ı yazdım. Öyle zannediyorum, size de tanıdık geldi bu ifade.


Merkez sağ düşüncenin hemen hemen bütününde bulunan ve artık "genleşmiş" bazı özellikler var: radikal sunni bir inanca sahip olmaları ve kapitalist düzene (kibarca liberal ekonomi deseler de) inanmaları ve Atatürk'ün her düşüncesine (bilinçsizce) mesafeli yaklaşmaları. 
(bilinçsizce demesem "hmm atatürkçü heralde" derlerdi...)
Ancak bir geleneği de iktidar olmak olan merkez sağ, kemalistlere yönelttiği tüm eleştirileri, özellikle Ak Parti'nin statüko olma "başarısı"ndan sonra birer birer yaşamaya başlamıştır. Kemalist çizgiye olan nefretleri gözlerini öylesine kör etmiştir ki; dönüp kendilerine baktıklarında aradaki benzerliği farkedemezler.
Merkez sağdan, Ak Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin'in ne dediğini hatırlayalım: "Başbakan Erdoğan'a dokunmak ibadettir."
Maşallah, bir nidası eksik kemalistlerden...
En az kemalizmde olduğu kadar, merkez sağda da sayabileceğimiz binlerce örnek var. 
Ama şimdi "putlaştırma bu", "tanrılaştırmak bu", "cahillik bu", "yanlış bu" gibi edebiyatlara hiç girmeyeceğim vallahi. Boşu boşuna vakit israfı. 
"Artık uyan Türkiye'm..." desem de oldu sana Yılmaz Özdil.
En iyisi ufaktan kaçayım. Hadi eyvallah.

Hiç yorum yok: